14 Ekim 2008 Salı

Şiirler / Zerre

Güz Yangını














suya hasret
forsalar kadar çatlasın dudakların
kır prangaları
deniz çırpınırken ufukta
damıt kızıl bulutu
iç kana kana

unut dünyayı
kasımpatıların üzerinde kalsın hüzün
flu mavide uyu

güneş yanığı tenin
ağzında çılgın senfoni
içime titrerken aşk
ıslak dalgaların sesi
kılcal damarlarıma kadar turkuaz

gecenin gözleri kapanıyor
karanlığa pusu kurmuş akrep
zamanı unutmuş yelkovan

güz mevsimi
gözlere oturmuş kan
tarlada kaldırılmamış
donmuş son hasat

düşü buz kesiği
üşüdüm
yalnızlık
güz yangını
çığlığı cehennem


...


Fikret Şimşek






ÇÖLDE ÜŞÜR YALNIZLIK



















ayak izleri de kayboldu
çöl fırtınasında
gök maviye çözülürken
önümde uçurum
şafakta yangın

atlasam öpebilir miyim ufku
başka kimse yok gayri duyacak
haykırsam
sesimi duyar mı yıldızlar

eğrelti bir aşk
çığlığı
çölde yitik
Z e r e f ş a n

Şair şimdi sus vakti


….


Fikret Şimşek

...
Zerefşan Amin Maalouf’un SEMERKANT adlı kitabında bahsi geçer, okuduğumda beni çok etkilemişti.
Semerkant ve Buhara’yı sulayan Zerefşan Irmağı’nın denize kavuşamadan çölde yitişi.



****

Kırmızı Güller














Şiirin Hikayesi


Erzurumlu ( Palandöken’lerden ) bir dağcı kardeşimin ( AYŞEGÜL ) İzmir’e tayini çıkmıştı. Yapayalnız ta oralardan ayrılışı içime işlemişti. Onun kimliğine girip bu şiiri yazmıştım o zamanlar. 5 yıl oluyor ben bu şiiri yazalı. O şimdilerde 2 yaşında bir kızı ve beyi ile çok mutlu. Sevgilerimle ...



Hiç geri bakmayacağım
Yoksa dayanamam
Zor gelir ayrılık

Sevdiklerim uğurlasın
Sarılalım doya doya
Özleyeceğim hepinizi
Gelirim ilk firsatta
Hiç unuturmuyum sizleri

Ardımdan bir tas su dökün
Su gibi akayım
Bir de kırmızı güller savurun anne
Bilirsin kırmızı gülleri çok severim

Baba son kez omzuna yaslanayım
Kızım de sarıl
Abla sen de gel
Bak! uzaklara gidiyor kardeşin
Abi sen götür beni istasyona
Kimse olmasın başka
O son düdük öttüğünde
Camdan uzatayım
Sımsıkı tut bırakma ellerimi
Son defa el salla
Tren kaybolana dek bak ardımdan

Bir dünya istiyorum anne
Güzel insanlar olsun
Yürekli
Şerefli olsun
Kötüler uzakta dursun
Kalpleri sevgi dolu
Riyasız, yalansız olsun

Dağlar gibi
Dimdik dursun insanlar anne

Hiç eğilip bükülmesin
Zor gün dostu olsun
Can olsun sarılsın

Bak kızın nasıl da yürekli
Korkusuz, cesur
Sizler rahat olun anne
Tasalanmayın sakın
Yağmur yağdığında
Beni hatırlayın
’Göklerin ağladığı yetsin
Yavrum gülsün
Hiç ağlamasın’

Dualar okuyun ardımdan
Yardım meleklerı göndersin Rabbim

Allah´a emanet yavrun
Allaha emanet anne!!


.....

Fikret Şimşek



****


EKİM KIRILMALARI


















dokudum dün gece
atkısı saçların, çözgüsü gözlerin
en güzel kumaştı
zulamdan döküldü aşk
yine şiirdik tezgahların uğultusunda
şarkımızı söyledim
uyuyan güzeliydin sen o masalın
hiç duymadın

devrildi sensi viyadükler
savruldu kan çiçekleri
sokak lambalarının huzmelerinde
vurdu sensizlik kaldırımlara

ah!
öylesine
eridim şafakta

martıların takla attığı vakit
ufukta çözüldü pranga
büzüldüm poyrazda
fırından aldığım taze ekmek
sıcacık
paylaştık martılarla
martılar avare... ben avare........

……

__Bir düğme…. İşte; sendeki ben; iliğinden fırlamış……. Yitik__



Fikret Şimşek



****


Hengâme




























bir pervane dönüyor alevlerin etrafında
ah ! alazlanmış kanatları
ha düştü ha düşecek ateşe

boynu bükük kardelenler üzerine
çığlar dökülüyor dağın yücelerinden

ah ! bir garip
gecenin sessizliğininde
hilal duruşlarda
fecrin yangınlarını içmek için
ıslatıyor çatlamış dudaklarını

ah ! sarsak gölgem
mum ışığının titreyen alevlerinde
sırılsıklam ter içinde
bu karabasan
yalnızlığım

bir nehir çağıldıyor
derinlerde
beni çağırıyor
içine alıyor sessizce
o hengâmede kıvranıyor benliğim...


--------
fikret şimşek



****

Hare Hare / Aşk ve Yalnızlık



















_Düşecek bir uçurum... Uçacak bir yıldız arıyordum... Meğer senmişsin ey yâr_

....
dağdaydım bir başıma
ne ceylan gözlüm geldi, ne de papatyalar vardı
çok bekledim gelir diye ama gelmedi... gelmedi

hare hare harelenseydi... harelenseydi
atılsaydı kollarıma... duldasına alsaydı o dağın
içirseydi dudaklarından... kana kana içirseydi aşkı
titreseydi... solusaydı ılık nefesini

hadi gel yâr... gel de çıldırsın gece

_Zülfüyâre sevdamızdandı sarhoşluğumuz... Bir mabette ayindi bizde aşk_

dün gece bir çocuktum dağlarda
sessizliğin içinde yürüdüm
yalnızlık ve karanlık
sevişti gözlerimde
dilimde bir şarkı... seni söyledim yâr

yağmura susayan çölüm sensiz
kan kustu yalnızlık... gelmedin

yıldızlar... bir de hayalin sevgili
düştü göllere
içimin suskuları haykırdı özgürlüğümü
gözlerini koydum dağlarıma
bir de yalnızlığımı

dağın kokusunu çektim
sen doldu içim
gece sensizliğe
dolunay patikalara yoldaş
seni sordu o son yıldız vedasında
ecesi küstü dağına
gökyüzü ağladı yalnızlığıma

_Gelmedin... Vurulmalarda can... Bir ceset kadar sessiz şimdi dağlarda an_


...
Fikret Şimşek


****


Aşk-ı Bâde



























Ay asılmış bulutunuza
Süzülüyor doruklarınızdan
Pembe
Sağanağım oluyorsunuz
Yağmurunuzdan öpüyorum


Keşke söz verseydiniz
"Bir gece geleceğim " diye
Sonra, hiç gelmeseydiniz
Her gece ölseydim
Ölseydim gelmeyişinize





Fikret Şimşek



****


VUSLAT-I AŞK

















sevi tarlası gökyüzü
gecenin gözleri acıldı aşka

gül kokulu uykumda
öpüştü yıldızlar
düşümde uyandı şiir

nûr saçıldı semaya
canıma can geldi
cennetim
cânânım geldi

...


Fikret Şimşek