6 Mart 2009 Cuma

DİNGİN VAKİT





Yine alaz savrulmalar
Çiy vakti bir başıma
Dolanıyorum iskelede
Deniz ne güzel / mehtap
Gümüş parıltılarda yakamozlar
Yanıyor maviler

Dolunaya bakıp
Ay yüzünü gördüm
O gökyüzünde, ben iskelede
İkimiz de yapayalnız

Serçe kırılmalar
Şarap rengi yayılmalar
Tan yeri yangınlarım oldu
Gecenin karalarını çektim ciğerlerime
Dingin zamanı bekledim
Seni getirmeliydi yeni doğan gün
Üstünde siyah manton olmalıydı
Hani, giderken giydiğin

Savrulmalıydı rüzgarda yıldız saçların
Sarılmalıydım doyasıya
Boynunda halkalanmalıydı kollarım
Çıldırmaz mıydım o an
Martılara söylemez miydim
İşte, ay yüzlüm, benim aşkım
Sevdiğim geldi diye
Haykırmaz mıydım
Beyaz bir kısrak gibi durunca sen
Güzelliğin öldürmez miydi
Geceler boyu
Yanmaz mıydım ateşinle

Sen ey! evrenin en güzel kızı!
Zamanların en berbatı
Yüreğime düşen cemrem
Gel be ay yüzlüm, deniz gözlüm
Gel de yakalım efeler gibi konakları

Kahretsin!

Omuzlarım düşük
Beş kırk beş vapurunu bekledim
Ufukta görününce
İrkildim, dirildim birden
İşte, yine aynı heyecan
Yaşayacağım tekrar o ânı
Belki bu sefer dedim

Yanaştı vapur, indi yolcular
Bir bir geçip gittiler önümden
Yoktun!...
Ah!..........yoktun
Vuruldum!
Öldüm ben yine!..

Yine çekildim kenarlara
İçimi çeke çeke hıçkırdım
Yaralarım depreşti
Sızladı
Kan damladı iskeleye

Kahroldum!...

Karaları çiğnedim çiy vakitlerde
Umutlarım kara bulutların ardında kaldı

Gündü
Ne ışık vardı
Ne de güneş
Gelmedin!

Omuzlarım çökük
Yürüdüm ağır ağır
Belki bir gün diye
Dingin vakitlere kaldı umutlarım



/............ Gece karalarına çiy taneleri düşerken, aşkımı arayacağım, sevgimi taşıyacağım dingin vakte...
Tan yeri yangınlarında yine iskeleye ölmeye gideceğim ... ölmeye...!

Fikret Şimşek

Hiç yorum yok: